Öz
Bebeklik ve erken çocukluk döneminde ortaya çıkan yeme sorunu çocuğun gereksinimine uygun besin ögesi alımındaki yetersizliktir. Yeme sorunu, anatomik, fizyopatolojik nedenlerle besin alımında sorun yaşama ya da bu tür bir neden olmaksızın beslenmeyi reddetme sonucunda ortaya çıkar. Beyin gelişiminin çok hızlı olduğu ve büyük ölçüde tamamlandığı bebeklik ve küçük çocukluk yıllarında yaşanan yeme sorunu, büyüme ve gelişme geriliğine, sık hastalanmaya, malnütrisyona hatta ölüme bile yol açabilir. Erken doğan bebeklerin bir bölümünde, güçlük yaşanmaksızın ağızdan beslenmeye geçilse ve yeme sorunu yaşanmasa da birçok nedenle erken doğan, düşük doğum ağırlıklı bebeklerde, zamanında doğan bebeklere göre daha sık yeme sorunu gözlenmektedir. Hem organik kökenli hem de organik kökenli olmayan, anne ve bebek arasındaki yeme-yedirme ilişkisinin zorlanmasından kaynaklanan yeme sorunu nedenleri, erken doğan bebekler arasında daha çok görülmektedir. Bebeğin anatomik ve fizyolojik yönden yeterince olgunluğa ulaşamamış olması, izlemde ortaya çıkan nörolojik gelişim ile ilgili sorunlar ya da erken doğumun getirdiği kronik komplikasyonlar, erken doğan bebeklerde, yeme sorunu nedenleri arasındadır. Erken doğan bebeklerin ailelerinde doğum öncesi, sırası ve sonrasında yaşanan stres, sonuçta ortaya çıkabilen aile bireylerinin ruh sağlıkları ile ilgili sorunlar, çocuğun kırılgan olarak algılanması, anne-bebek etkileşimini olumsuz yönde etkileyebilmekte ve yeme sorunu için risk yaratmaktadır. Organik kökenli sorunların uygun biçimde izlemi ve tedavisi ile birlikte anne-bebek etkileşimini ve dolayısıyla yeme-yedirme ilişkisini destekleyici ve yeme sorununu önleyici erken yaklaşımlar, sağlıklı bir büyüme süreci yanında çocuğun bilişsel, hareket ve duygusal gelişimi ile annenin ruh sağlığı üzerine de olumlu etki yaratır.
Anahtar Kelimeler: erken doğum, yeme sorunu.